Trafik Kazaları ve Sigorta Hukuku Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Öncelikle meydana gelen kazada maddi hasarlı olması, bedensel zararın meydana gelmesi ya da ölüm halinin vuku bulması gibi ayrımlar önem arz etmektedir. Maddi hasarlı trafik kazasında mağdur, kazanın meydana gelmesi nedeniyle özellikle; hasar bedelini, değer kaybını, mahrum kalınan karını talep etmektedir. Bedensel zarar yahut ölüm halinde ise bunlara ek olarak; geçici iş göremezlik, daimi iş göremezlik, ulaşım gideri, tedavi gideri, bakıcı gideri, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ve destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talep edebilir.

Bilinmesi gerekir ki soruşturma safhasında şikayetten vazgeçilmesi tek başına tazminat hakkını düşürmez. Eğer şikayetten vazgeçilirken tazminata ilişkin haklardan feragat edildiği açıkça belirtilmemişse kişinin tazminat hakkı halen var demektir.

Meydana gelen trafik kazasının niteliğine bağlı olarak değişmekle birlikte mağdur meydana gelen maddi zararını; hem sigorta şirketinden hem de kazaya sebebiyet veren kişiden ayrıca kazaya veren araç bir başkası adına kayıtlı ise araç sahibinden talep edebilmektedir. Mağdur talep hakkını hepsine yöneltebileceği gibi ayrı ayrı ilgilisine de yöneltebilir. Ancak sigorta şirketi bu durumda teminat limitleri ile sorumlu olacaktır.

Meydana gelen kaza nedeniyle kanunun aradığı anlamda bir manevi zarar oluşmuş ise mağdur bu zararını öncelikle kazaya sebebiyet veren kişiden ya da kazaya sebebiyet veren kişinin kullandığı aracın sahibinden talep edebilir. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMSS) yani Trafik Sigortası kapsamında manevi zararın tazmin edilebilmesi kural olarak mümkün değildir. Ancak Kasko sigortası var ise bu defa poliçenin sağladığı limitler dahilinde manevi zararın sigorta şirketinden tazmini mümkündür.

Muhatabın sigorta şirketi ya da şahıs olması halinde başvurulacak usuller farklılık gösterecektir. Muhatabın sigorta şirketi olması halinde sigorta şirketine başvuru tüketilmesi gereken hukuki bir yoldur. Ancak başvurunun cevapsız bırakılması ya da taleplerin tam olarak karşılanamadığının düşünülmesi halinde mağdur, yargı yetkisinin bulunması halinde dilerse Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde Tahkim yargılamasına başvurabilecek dilerse dava yolunu seçebilecektir. Dava yolunun seçilmesi halinde ise bu kez arabuluculuk sürecinin tüketilmesi gerekecektir. Arabuluculuk sürecinden de olumlu sonuç alınmadığı halde dava aşamasına geçilebilecektir. Muhatap sigorta şirketi değilse uyuşmazlık da ticari bir uyuşmazlık teşkil etmiyorsa bu kez mağdur, başvuru ya da arabuluculuk başvurusu yapma zarureti bulunmaksızın doğrudan dava açabilecektir.

Meydana gelen kazada mağdur bedensel zarara uğramış yahut ölmüş ise mağdur ya da ölüm halinde yakınları; zararın giderimi için Güvence Hesabı’na başvuru yapabilirler.

Sigorta şirketleri, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan tarifede belirtilen teminat limiti kadar sorumlu olacaklardır.

Kazaya karışan ve hasar gören araç, kusursuz bir onarım ile kazadan önceki haline dönmüş olsa dahi satış fiyatı kaza öncesi belirlenen satış fiyatından mutlaka daha düşük olacaktır. İşte bu farka değer kaybı denmektedir.

Evet. Sigorta şirketinden hızlı bir şekilde değer kaybı tazminatı almanız mümkündür.

Maddi hasarlı trafik kazalarında zamanaşımı süresi kanun gereği; zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Ne var ki yaralanmalı ve ölümlü kazalarda bu süre daha uzundur. Meydana gelen kazada bir veya birden fazla ölü varsa 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıldır.
Ölüm ve yaralanma birlikte bulunuyorsa uygulanacak zamanaşımı süresi ölümlü kazalarda olduğu gibi 15 yıldır.